Malik bin Dinar’ın kıssası

1. Bölüm

Malik bin Dinar’a nasıl tövbe ettiği sorulduğunda tövbe edişini şöyle anlattı:
„Ben öncelerden zabıttım. Daha sonra evlendim ve bir kız çocuğum dünyaya geldi. Onu çok seviyordum.
İçki içerken hep dikkatimi çekmeye çalışıyor ve elime vurup içkimi döküyordu. Yürümeye başladığında ona karşı sevgim ziyadeleşti. İki yaşına vardığında öldü.
Şaban ayının 15. Cuma gecesi içki içtim ve yatsı namazını kılmadan uyudum. Rüyamda sanki bütün insanlar kabirlerinden çıkmış ve haşr olmuşlardı. İçlerinde bende vardım.
Arkamda birşeyin olduğunu hissettim. Arkama baktığımda büyük bir ejderhanın ağzını açmıs bana doğru geldiğini gördüm. Rengi lacivertti ve korkunç görünüşü vardı.
Ben ondan var kuvvetimle kaçmaya başladım. Kaçarken yolun kenarında beyaz elbiseli ve güzel kokulu yaşlı bir adam gördüm. Ona selam verdim oda selamıma karşılık verdi. Ondan arkamdaki ejderhadan beni korumasını istediğimde dedi ki:
“Ben zayıfım seni kurtarmaya gücüm yetmez fakat sen elinden geldiği kadar hızlı bir şekilde koş. Belki Allâh Subhânehu seni kurtaracak bir sebep verir.“ Bende hızla koşmaya başladım.
Ben kaçtıkca ejderhada hızlı bir şekilde arkamdan koşup beni yakalamaya çalışıyordu.
Kıyamet balkonlarından bir balkona çıktım ve cehennem tabakalarını gördüm. Beni yakalamak için arkamdan koşmakta olan ejderhadan kaçmak isterken neredeyse ateşin içine düşecektim ki içeriden yüksek bir ses ile:
“Dön! sen buranın ehlinden değilsin.“diye seslendiler. Bunu duyunca mutmain oldum ve döndüm.
(Devamı var inşâAllâh)
BÎZÎ DUÂNIZDA UNUTMAYINIZ..!

Bölüm: Salih zatların hayatlarından kıssalar
Konu: Mâlik bin Dinarın kıssası

2. Ve son bölüm

Ejderha hala peşimdeydi. O güzel kokulu yaşlı adamın yanına gittim ve ona dedim ki:
“Senden beni kurtarmanı talep ettiğim halde sen bana yardım etmedin.“
Yaşlı adam ağlamaya başladı ve bana dediki :
“Ben zayıfım ona karşı gücüm yetmez. Lakin şu dağa git orada müslümanların emanetleri var. Eğer seninde orada emanetin varsa o seni kurtarır.“
O dağa vardığımda sanki pencereleri perdeli ve kapısı kapalıydı. Ben dağa yaklaştığımda ejderha beni neredeyse yakalayacaktı.
Melekler bağrışmaya başladılar:
„Perdeleri kaldırın, kapıları açın. Yetişin belki onun burada kendisini o düşmanından kurtaracak bir emaneti vardır.“dediler. Açıldığında yüzleri ay misali çocuklar coşkuyla bana doğru koştular.
Çocuklardan bazıları yüksek ses ile:
“Yetişin onu kurtarın!“ dediler ve gurup gurup beni kurtarmaya koştular. Aralarında kızımı gördüm. Kızım beni görünce ağladı ve :
“Vallâhi babam!“ diyerek eliyle bir avuç nuru bana doğru ok gibi fırlattı. Sağ elini ejderhaya uzattığında ejderha korkup kaçtı. Sol elini ise bana uzattı. Bende ona sarılıp kucağıma oturttum.
Kızım bana: “Ey babam! dedi ve şu ayeti okudu:
اَلَمْ يَاْنِ لِلَّذينَ امَنُوا اَنْ تَخْشَعَ قُلُوبُهُمْ لِذِكْرِ اللّهِ وَمَا نَزَلَ مِنَ الْحَقِّ
Hadid suresi 16. Ayet
Manası: İman edenlerin kalblerinin Allâh’tan inen hakikatleri hatırlayarak yumuşayıp huşulanma vakti gelmedi mi?
Bende kızıma dedim ki:
„Kızım siz Kur’an biliyormusunuz?“
Kızım bana:
“Biz sizden daha da çoğunu biliyoruz babacığım.“dedi.
„O halde bana peşimden koşan ejderhadan haber ver kızım“ dedim.
Dedi ki:
“Babacığım, o senin kötü amelindir. Sen kötü amellerini artırdıkca o kuvvetlendi ve neredeyse seni cehenneme sokacaktı“.
„Bana kaçarken karşılaştığım yaşlı adamdan haber ver“dedim.
Dedi ki:
“O senin salih amelindir yapmaya yapmaya kötü amellerine karşı güçsüz kaldı.“
Dedim ki:
“Siz burada neyi bekliyorsunuz?“
Dedi ki:
“Biz müslümanların emanetleriyiz. Kıyamet günü bize geleceğiniz ve size şefaat edeceğimiz günü bekliyoruz.“
Bunun üzerine uyandım ve bulunduğum o kötü hali terk ederek tövbekar oldum.
İşte bu benim tövbe edişimin sebebidir.
Bunu okuyanlar arasında tevbe etmesi gereken kişilerin de tevbe sebebi olur inşâAllâh.
Allâh inen hakikatleri hatırlayıp huşulanma vaktiniz gelmedi mi?
Son
Bir sonraki konu için takipte kalınız.
BÎZÎ DUÂNIZDA UNUTMAYINIZ..!